CHP Kadın Kolları Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde etkinlik düzenledi...

Kadına Yönelik Şiddete Karşı farkındalık oluşturmak amacıyla pankartlar açılan etkinliğe; CHP Gölbaşı İlçe Kadın Kolları Başkanı Nafiye Gülsüm Güloğlu, CHP Gölbaşı İlçe Kadın Kolları yönetimi ve CHP Gölbaşı Belediye Meclis Üyeleri katıldı. CHP Gölbaşı İlçe Başkanlığı önünde düzenlenen etkinlikte CHP Gölbaşı İlçe Kadın Kolları Başkanı Nafiye Gülsüm Güloğlu bir konuşma gerçekleştirdi. Başkan Güloğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “25 Kasım, kadınlara yönelik şiddete dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı artırmak için belirlenmiş özel bir gün. Kadınlar şiddete maruz kalıyor, taciz ediliyor, özgürlükleri kısıtlanıyor ve ne yazık ki sürekli öldürülüyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) verilerine göre, 2008’den bu yana binlerce kadın hayatını kaybetti. Sadece 2024 yılında, KCDP’ye göre 394 kadın cinayeti, ayrıca 259 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Türkiye kadın dernekleri federasyonu verilerine göre ise, 2024’te 421 kadın katledildi, 77 ölüm şüpheli sayıldı. Dünya ölçeğinde durum ne yazık ki benzer ya da daha da ağır: Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2023 yılında dünya çapında 51.100 kadın, partnerleri ya da aile üyeleri tarafından öldürüldü. Bu gerçek, günde yaklaşık 140 kadının kendi evinde bile güvende olmadığını gösteriyor. Ve bu femisid vakalarının çoğu evde işleniyor. Peki, Türkiye’de neden kadınlar hâlâ öldürülüyor, yasal olarak bunun önüne neden tam geçilemiyor? 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair kanun yürürlükte olsa da uygulama ve denetim eksiklikleri nedeniyle kadınlar tam olarak korunamıyor. Şiddet mağdurlarına sağlanan koruma kararları zamanında uygulanmıyor veya denetlenmiyor. Kolluk kuvvetleri ve mahkemeler arasındaki koordinasyon yetersiz kalabiliyor. Koruma kararlarını ihlal edenlere karşı yaptırımların caydırıcılığı yeterince güçlü değil. Toplumsal cinsiyet normları ve ataerkil zihniyet, kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran bir zemin oluşturuyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmaları, kadınların korunmasına dair yükümlülüklerin yeterince güçlü uygulanmasını engelleyebiliyor. Bugün burada, bir dayanışma çemberi oluşturacağız. Ortadaki büyük mum ve küçük mumlarımız, dayanışmamızın simgesi olacak. Her kadın önündeki mumla kendi gücünü ve umudunu temsil edecek. Beyaz taşlara umut ve cesaretimizi yansıtacağız. Farkındalık notlarımıza, bugüne kadar sessiz kalınan konulara artık sessiz kalmayacağımızı belirten mesajlarımızı bırakacağız. Katılımcı olarak sizler de taşlara ve farkındalık notlarımıza yazacağınız mesajlarla bu sessiz ama güçlü duruşa katkıda bulunabileceksiniz. Taşlarımızla, mumlarımızla ve mesajlarımızla, kadına yönelik şiddetin son bulması gerektiğini ve hiçbir kadının yalnız olmadığını bir kez daha hatırlatırken, hep birlikte, toplumsal değişime ışık tutacağız. Buraya gelerek bu sessiz güce katkı sunduğunuz için teşekkür ediyorum.           Unutmayalım: yan yana durduğumuzda sessizliğimiz bile güç oluşturacak. Sağ olun, var olun, birlik olun.” dedi.