Bekir Ödemiş anılarını tazeledi...

Bekir Ödemiş, Gölbaşı Belediye Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemdeki anılarını anlatarak Gölbaşı’nın gelişimine katkı sağlamak için gösterdikleri çabaları vurguladı. Ödemiş, Gölbaşı’ndaki çalışma dönemine dair anılarını paylaştığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi. “1989 yılında göreve geldiğimizde Gölbaşı’nın otuz beş bin civarı nüfusu vardı ve çok ilginç Gölbaşı’nda tapu yoktu. Gölbaşı çok hisseli bir arazide yapılaşmış kaçaktı. Hisse tapusu yoktu, el senetleriyle satışlar yapılmış, mülkiyet sorunu vardı. İnsanlar inşaat yapmak istiyorlardı, Gölbaşı büyüyor baskı da var bizim bunu çözmemiz de gerekiyordu. Gölbaşı, Büyükşehir sistemine dahil değildi. Metropolit sisteminde de yoktu müstakil bir ilçe belediyesiydi. 1580 sayılı ve 3194 sayılı o günkü geçerli yasalara göre her türlü kararını kendisi üreten imarla ilgili kararlarını kendisi belediye meclisi organlarıyla veren bir yapıydı.” dedi. GÖLBAŞI ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİNDE Gölbaşı’nın özel çevre koruma bölgesi ilan edilmesinden bahseden Ödemiş; “Bir sabah geldik resmi gazetede Gölbaşı özel çevre koruma bölgesi ilan edilmişti. O zaman dijital medya yoktu Resmi gazete gelirdi. Ne kurumla bir ilgimiz var, ne bir ilişkimiz olmuş ne de şimdiye kadar böyle bir kurumun adını duymamıştık. Başkan beyle bir sabah oturduk dedik ne yapalım. Başkanım bu iş daha önce başka yerlerde varsa gidip belediye başkanlığını bir ziyaret edelim dedim. Fethiye’de Dalyana’a gittik, tabii bütün o işler askıya alındı. Yasa gereği 2 yıl kadar hiçbir şey yapılmadı. En son 1992’de çevre düzen planı yapıldı.1994’te 1/5.000’lik nazım planı yapıldı. Gölbaşı gerçekten çok özel bir yer. Bu yasayla hiç değilse korunur diye düşündüm. 1965 yılında Ankara’ya gelmiş bir yurttaş olarak Gölbaşı’nın özel çevre koruma bölgesinde olarak, özel çevre koruma kurum kararının Gölbaşı’nda o olumlu örnekler kadar başarılı olduğunu söyleyemiyorum. Geç kalınmış bir karar 20 yıl önce olmuş olsaydı daha farklı olabilirdi.” İfadelerini kullandı. DAHA ÖNCE HİÇ GÖLBAŞI KONUŞULMADI Toplantılarda daha önce hiç Gölbaşı ilçesinin konuşulmadığını vurgulayan Ödemiş; “Gölbaşı aslında Örencik Mahallesi’ne bağlı bir küçücük mahalleydi. Fabrika caddesi dediğimiz arkasından geçen bir cadde vardır o caddeye bir karakolla bir han kurulması ile Gölbaşı biraz toparlanmaya başlıyor ama asıl Gölbaşı’nın gelişimi, Konya Yolu’nun Adana Yolu’nun içinden geçmesiyle başlamıştır. Gölbaşı, daha sonra mücavir alan sınırına alındı. Belediyenin kuruluşu da 1965 yani Türk belediyeciliğine baktığımızda aslında çok eski bir tarih değil. Belediye 1965’te ancak kurulma sürecine gelebilmiş. “GÖLBAŞI İÇİN ÇOK DEĞERLİ KARARLAR ÜRETİLMİŞTİ” Gölbaşı için alınan kararlardan bahseden Ödemiş; “Burada bir sıkıntıda şu bir sel baskını Gölbaşı’nda devlet oraya özel gecekondu önleme bölgesi ilan ediyor. Devletin bu konuda verdiği en kritik kararlardan birisi bu bence. Öyle bir talep de yok. Yani sel bastığında, Gölbaşı’ndaki tüm haneleri bir başka yere taşırsanız orayı gerçekten Ankara’nın bir sayfiye yeri, bir rekreasyon alanı ve doğal korunacak alan haline dönüştürmüş olursunuz. Gecekondu önleme bölgesi ilan edince bir anda orayı aşağıya da çekiyorsunuz. Verdiğiniz kararla bu sefer işte göçle gelmeye başlıyorlar. Biz göreve geldiğimizde 775 sayılı yasaya göre üretilmiş 350 - 400 metrekarelik parseller de elimizde kalmıştı. 1991 yılında da Büyükşehir sistemine dahil olduk, onun çok ciddi faydasını gördük. Gölbaşı’ndaki temel altyapı sorunlarını Büyükşehir’in desteğiyle çözdük. Bugün, Gölbaşlıların gezdiği o kıyı yolunu ve Dünya Bankası kredili kolektör hattını oraya yaptık. Göl için en önemli işlerden birisidir çünkü gölün en büyük sorunu ötrofikasyondu. Göle bakan şeyde havzalarda ciddi tarım yapılırdı, oradaki özellikle azot ağırlıklı atıklar göle gelirdi işte o kamışın ve oksijen dengesinin oluşmasında onun çok ciddi etkisi vardı. 1995 yılında 1 göl kurultayı yaptık. Göl kurultayına uluslararası katılımcılar da geldi çok ciddi kararlar üretildi. O kararların içerisinde şimdiki kent konseylerinin ilk çıkış noktası diyeceğimiz yerel gündem 21’e ve habitat’a vurgu yapmışız.” dedi. “GÖLBAŞI’NDA KÜLTÜREL MİRASI DA KORUMAYA GAYRET EDİYORUZ” Bekir Ödemiş, Gölbaşı kimliğini biraz olsun koruyabilsin diye gayret ettiklerini dile getirerek; “Gölbaşı’nda 493 tane bitki türü var. Bunlardan 47 tanesi endemik 210 civarında kuş türü o zaman tespit edilmişti. Sevgi çiçeği var şu anda Gölbaşı’nın en karakteristik bitki türü olarak Türkiye’nin gündeminde yerini aldı. Gölü besleyen dereler var. Mogan Gölü’nün güneyinde bir alan vardı özellikle flamingoların belli dönem gelip de konakladığı bir alan. O alanda da çok ciddi mücadele verdik orayı imara açmak için çok çaba gösterenler oldu direndik. Bugün halen orası bir şahıs mülkiyetindedir. 94.000 metrekaresi halen doğal karakteri korunacak alan. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Gölbaşı’na Konya yolu üzerinde 3.250.000 metrekarede yapmış olduğu Tarım Kampüsü şimdiki yeni adıyla Ata Çiftliği o alana da bu 94’ü de dahil ettik. Orayı da bu projenin kapsamı içerisine aldık. Mogan’da Eymir’de 1 derece doğal sit alanı. İmrahordan başlayıp Mogan Gölü’nün güneyindeki doğal alana kadar devam eden bir ekosistem var. Bu ekosistem ince su deresi vasıtasıyla Ankara’nın içine kadar da geliyor. Mogan sürekli Eymir'i besleyen bir yapı olduğu için aslında Mogan’da kirlilik olduğu gibi Eymir Gölü’ne deşarj oluyor. 1992’de Tulumtaş Mağarası’nı bulmuştuk sağ olsun sonraki gelen yönetimler ve bakanlık sahip çıktı. Burası Gölbaşı için bir potansiyel oldu. Gölbaşı için çok değerli kararlar üretilmişti. Gölbaşı’nda kültürel mirası da korumaya gayret ediyoruz. Kültürel mirasın korunmasında proje yapıyoruz. Gölbaşı özel çevre koruma ilan edildiği kimliğini biraz olsun koruyabilsin.” dedi.