Türkiye Cumhuriyeti iyi bilinmelidir ki;  “Temeli Türk Kültürü ve kahramanlığı”  olan bir eğitim seferberliğidir. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde ve millî mücadelenin sonunda kazanılan Yeni Devlet ‘Türkiye Cumhuriyeti’ yüz yaşına basmak üzeredir. Emperyalizmin çok azgınlaştığı son aylarda, Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz ile Boğazlara sinsice yaklaşarak bazı tuzaklar ile Türklüğe oyun oynamak isteyenlerin sayıca arttığı görülmektedir. Bu türden çılgınlıklara heves eden emperyalizmin temsilcileri ile maşalarına da, öz gücümüzü unutan sözde aydınlara da önce Çanakkale’yi, ardından da 19 Mayıs 1919’u yeniden ve  sıkça  hatırlatmakta fayda vardır.

Çanakkale, dünyadaki devletlerin bildiği bir zaferin, yeni bir destanın yazıldığı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün tarihe damgasını koyduğu yerdir. Bunu sadece namuslu Türk tarihçileri değil, İngiliz ve Fransızlar ile Alman komutanlar da kabul ediyor. Bizdeki bazı dönmelerin, devşirmelerin ve cahillerin hem Çanakkale Muharebeleri, hem de İstiklal savaşında sahneye çıkıp, halkla omuz omuza kazanılan zaferlerin mimarı ve komutanı olan Mustafa Kemal Paşayı inkâra kalkmaları vicdansızlık ve akılsızlıktır.

Çanakkale Zaferi, aslında siyasî ümmetçiliği çökertmiş, Türk milliyetçiliği fikrini alevlendirmiştir. Bu zaferin belki de bizim için en önemli yanı; Milli Mücadele ruhunun ilk meşalelerinin yakılmış olmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk temel taşlarının bu mücadeleler sırasında atılması ve sonuçta Türk milletine Mustafa Kemal Atatürk’ü kazandırmış olmasıdır.

Mustafa Kemal, Milli Mücadele’ye iki şeye dayanarak atıldığını belirtir. “Ben 1919 senesinde Samsun’a çıktığım gün elimde, maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran, yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım.”Dünya’da halkına bu derece güvenen başka bir lider görülmemiştir.Tarih, kişileri millet halinde birbirine bağlayan harçtır. Son zamanlarda içte ve dışta ne yazık ki bu harcı bozmaya, tahrip etmeye çalışıyorlar. Unutmasınlar ki, sağlam temeller üzerine güvenle atılmış bu milli harç ilelebet sağlam ve sağlıklı devam edecektir.  Yeter ki bizler ve özellikle gençlerimiz bu ölümsüz önderi anmakta ve anlamakta eksik kalmayalım. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.