Türkiye ile ilgili olumsuz haberlerin fazlaca yayınlanmaya başladığı bir kısım dış  medya organları ve araştırma şirketlerine zaman zaman kızıyor ve hatta ülkemize haksızlık yaptıklarını  düşünüyoruz. Aslında gerçek nedir, Hiç düşündünüz mü? Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada  epeyce ilgi odağı olan, okuduğumuzda da bir değerlendirme yapma ihtiyacı duyduğumuz bazı verileri sıralayalım.  Yapılan  bu anketler sonucunda  görülüyor ki 84 milyon nüfuslu ülkemizde;

-Kitap okuma oranı                       :%1

-Sanat etkinliklerine katılım         :%1

-Gazete okuma oranı                     :%0,3

-Müze dolaşma oranı                    :%0,1

-Kültür-Sanat haberlerine ilgi       :%0,01

-TV izleme oranı                           :%78

-Dizi izleme oranı                          :%37

-Halkın borçluluk oranı                  :%78,3

Aslında  tablo uzayıp gidiyor. Ancak, bir fikir vermesi açısından bu kadarı yeterlidir diye düşünüyorum. Son yıllarda çoğunun el değiştirdiği medya guruplarının holdinglerce kurulduğu, siyasi iktidar yanlısı olduğu açıktır. Yurtiçi ve dışında az da olsa karşı görüş sahipleri bu durumun kabul edilemez olduğunu cesurca dile getirmektedirler. Ancak, bu verileri ulusal ve yerel gazete ve haber programlarında sıklıkla göremiyoruz.

İsterseniz çarpıcı bir örnek verelim;

Devletin kurum ve kurallarla yönetildiği, din olgusunun ise hiç gündemde olmadığı gelişmiş  ülke konumundaki Japonya’da lise mezunu olmayanlar seçimlerde oy veremiyorlar. Japon hükümeti ise bu durumu şöyle açıklıyor. “Kendi gelişimini tamamlayamamış bir birey, toplumu ve devleti ilgilendiren konularda söz ve hak sahibi olamaz.” Bizde mi? Geçmişte “benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir değildir” diye çıkış yapan sanatçı ve üniversiteli bir kadın açıklamaları ardından iktidar sahiplerince adeta linç edildi.

 Demokrasinin tarifini kör gözle yapanlar ise; “Ben aslında okumamış cahil insanların ferasetine(anlayışına) güveniyorum.” Diyebiliyor. Son zamanlarda oluşan siyasi iklimden yana olan bu bilim insanlarını(!) yetiştiren çağdışı bir yapının yukarıdaki tablo ile doğrudan benzeştiğini anlamamak saflık olur.  İster kabul edin, isterseniz etmeyin. Ülkemizde oluşturulan bu demokrasi karşıtı yapı nereye gidiyor?

Covid-19 salgını ile birlikte eğitimin zaten gerilediği, bu durum öyle anlaşılıyor ki yönetenlerin umurunda bile değil, hatta yukarıdaki mantığa göre işlerine bile geliyor olabilir. Okumasın, yazmasın ama benim gibi düşünsün.Beni iktidarda tutsun yeter!

Halbuki halkın gündemi belli; Geçim sıkıntısı, işsizlik ve sağlık, hangisi  ilgilendirmiyor sizi söyler misiniz? Buna eklenecek bir tek sorun  olsa olsa cahilliktir. O zaman kimseye kızmaya gerek yok. Benim cahilim iyidir!