ATO Meclis Üyesi Ali İhsan Güçlü; “Finansa erişim kolay hale gelmelidir...”

“Ülke olarak  küresel, bölgesel  ve kendi yapısal sorunlarımız nedeniyle ekonomik bir darboğazın içerisindeyiz. Cari açığa bağlı olarak çeşitli daralmalar yaşıyoruz. Cari açık azaldıkça bu yöne giden kaynaklar iç bünyede genişleme ve ekonomik rahatlama sağlayacaktır. Cari açığı azaltmak ve ekonomik büyümeyi hızlandırmak için ihracatı artırmak ve hızlandırmak öncelikli hedefimiz olmalıdır. İkâme imkânı olan malların ithalatını acilen azaltmamız gerekmektedir. Lüks tüketim mallarına ödenen çok ciddi bir döviz miktarı var. Mümkün mertebe her alanda tasarrufu öncelemeliyiz. Yerli üretim ürünlerin kullanımını artırmalıyız.

Firmalarımızın krediye erişimini kolay hale getirmeliyiz. Bundan daha da önemlisi kredi kullanım maliyetlerini mümkün olan en alt seviyede tutmalıyız. Kredi kullanan firmalarımız ağır maliyetler ödemek zorunda kalmamalıdır. Nakit ihtiyacı her geçen gün daha da artmaktadır. Finansal kuruluşlar ve bankalar bunu bir fırsat gibi görmemelidir. Firmalarımızın bu sıkışık gününde düşük faizle ve ulaşılabilir kredilere ihtiyacı vardır. Özellikle kamu bankaları firmalarımızın alt yapılarını, ekonomik şartlarını, istihdam durumunu ve elindeki projelerini de göz önüne alarak yardımcı olmalıdır. Kredi çeşitlendirmesi yaparak makul faiz oranları ve zorlama prosedürler uygulamadan üretimi ve ihracatı desteklemelidir. İhracatın önündeki yapısal sorunlar ivedi olarak kaldırılmalıdır.

Uzun, orta ve kısa vadede açıklanan programdan taviz verilmemelidir. Bu sürecin sabır istediği ve mali sonuçlarının olduğu tüm kesimlerce kabullenilmelidir. Ekonomik daralmaların sosyal boyutu da göz önüne alınmalı ve alt gelir grubu korunmalıdır. Bütün bu işler yapılırken en önemlisi üretim kapasitemiz düşmemeli, özellikle döviz girdili üretim yapan firmalarımızın mali yapısı korunmalıdır.

İstihdamı daraltıcı her türlü eylemin ve söylemin önüne geçilmelidir. Faiz gelirinin sürdürülebilir bir yöntem olmadığını vurguluyoruz. Paramızın bu yolla eridiğini belirterek, olan imkânımızı üretime özelliklede sanayi üretimine ve katma değeri yüksek üretime destek olacak şekilde kullanmalıyız. İstihdamı artıracak projeleri de başta kamu ardından özel teşebbüs teşvik etmelidir. Kayıt dışıyla mücadeleden taviz verilmemelidir. Kamu destekleri ve teşviklerin takibi sıkı yapılmalıdır.

Ekonomimizin ve müteşebbisimizin gücüne inanıyoruz. İstişareye dayalı , dünya ve ülke gerçekleri ile uyumlu, tavizsiz yol haritaları, makul ve inandırıcı ekonomik planlamalar,  entegre üretim ile olabilecek en makul sürede bu dönemi atlatmak bütün paydaşların ortak hedefi olmalıdır. Her alanda kamu, özel ayrımı yapmadan tasarrufu anlatmalıyız. Kolektif iş yapma kabiliyetini geliştirmeliyiz.

İhracat odaklı çalışan firmalar desteklenmeli, gerekirse özel planlamalarla kamu öncülüğünde firmalarımız yönlendirilmelidir. İthal edilen ürünlerin üretimini yapabilecek alt yapı yatırımları teşvik edilmelidir.” dedi.