“Cumhuriyetimizin 102. yılını kutlamaya hazırlandığımız bu günlerde, bu kürsüde bir kadın olarak söz almak, benim için hem onur hem de sorumluluk. Çünkü cumhuriyet, biz kadınların hayatında yalnızca bir tarih değil, bir var oluş hikayesidir. 29 Ekim 1923’te ilan edilen cumhuriyet, bir yönetim değişikliğinin ötesinde, toplumun tüm katmanlarını dönüştüren bir aydınlanma hareketidir. O gün, “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” denilerek, yalnızca bir devlete değil, bir eşitlik anlayışına da imza atılmıştır. Biz kadınlar cumhuriyet sayesinde okuduk, meslek edindik, ürettik, düşündük, yönetime katıldık. Bugün, bir kadın meclis üyesi olarak bu salonda bulunabiliyorsam, bu, Cumhuriyet’in bana kazandırdığı özgüvenin, emeğin ve cesaretin sonucudur. Cumhuriyet, gençlerin umudu, kadınların emeği, toplumun vicdanıdır. Bugün bizlere düşen görev; emaneti korumak kadar, onu çağın ihtiyaçlarına göre büyütmektir. Cumhuriyet’in temel değerleri olan; adalet, eşitlik ve dayanışmayı yerelden büyütmek bizlerin görevidir. Kadınların karar mekanizmalarında daha fazla yer alması, gençlerin sözünün dinlenmesi, her yurttaşın fırsat eşitliğine ulaşması cumhuriyet’in belediyelerdeki yüzüdür. Bizler bu anlayışla çalıştıkça, cumhuriyet sadece kutlanan bir miras değil, yaşayan bir sistem olacaktır. Cumhuriyet; geçmişten bugüne bir emanettir ama asıl hedefi gelecektir. Kadınların ve gençlerin özgürce var olduğu, bilimin, adaletin ve vicdanın yol gösterdiği bir gelecektir bu. Bizler sözünü ettiğim o geleceği burada, yerelde, birlikte inşa etmeliyiz. Bu duygu ve inançla, cumhuriyetimizin kurucusu gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, ülkemize emek veren tüm kadınları ve gençleri saygı, sevgi ve minnetle anıyorum. Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun. Yaşasın kadınlar, yaşasın gençlik, yaşasın cumhuriyet.” dedi.